İklim krizi, dünyanın karşı karşıya kaldığı en büyük sorunlardan biridir. Canlıların yaşamını olumsuz etkiler ve bazı türler için bu hayatın sonu haline bile gelmiştir. İklim krizini, insanların bilinçsizce kullandığı kaynaklar ve saldığı karbon gazı tetiklemiştir. Son yüz yılda gelişen sanayi, insanlığın kullanımıyla adeta iklim için en büyük kriz olmuş ve küresel ısınmayı beraberinde getirmiştir. Bu durum gezegenimizin sıcaklığında artışa sebep olmuştur. İklim krizinin en belirgin özelliği ise felaketleri artık daha fazla yaşıyor olmamızdır. Kasırga, sel, heyelan gibi doğa olayları hemen her gün dünyamızda görülmekte. Ülkemiz de bu durumdan fazlasıyla nasibini almakta. Özellikle Karadeniz kıyıları her yıl sel ile mücadele etmek zorunda kalıyor. Bu felaketler biyoçeşitlilik ve temiz su kaynakları gibi birçok hayatsal fonksiyonu doğrudan etkiliyor. Su kaynaklarının kirlenmesi, toprak verimliliğinin azalması ve böceklerin tarımsal ürünlere zarar vermesi karşılaştığımız başlıca tehlikelerdendir.
Dünya’nın ısısı, son yüz yılda 1 derece arttı. Ve önümüzdeki yıllarda 1 derece daha artarsa insanlık için çok daha büyük tehlikeler bizleri bekliyor. Bunun için bu kriz ile mücadele etmeli, milli bir bilinç ve sorun olarak bu durumu görmeliyiz. Aksi taktirde türler yavaş yavaş son bulacak ve bu durumun ucu eninde sonunda insanları da bulacak…
