Bilgenur Ülger
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Köşe Yazıları
  4. Acizin Beceriksizliği: Beyin Göçü

Acizin Beceriksizliği: Beyin Göçü

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 

Türk gençliğinin geleceği nereye gidiyor? Ben cevap vereyim; biraz imkânı ve yetkinliği varsa yurt dışına gidiyor, hatta verilerle konuşalım.  TÜİK rakamlarına bakalım…Türkiye’den yurt dışına göç eden nüfus 2022’de 139 bin 531, nüfusun en çok göç eden grubu zirvede, %15,8 ile 25-29 yaş arası tablo bu… Gençler çıkışı ülkeyi terk etmekte buldu. Türkiye gelişmekte olan ülkeler arasında, göç veren ülkeler sıralamasında ilk sıralarda yer alıyor. Beyin göçü alan ülkeler arasındaysa Amerika, Kanada, Avustralya, İngiltere, Fransa, Almanya ilk sıralarda yer alıyor. Biz nerede yanlış yapıyoruz? Ülkelerin yaşam puanlarıysa şöyle; Danimarka 8.21, Norveç 8.10, Hollanda 7.94 Türkiye 3.2, Güney Afrika 2.4…Şimdi bu onluk dilimde yaşam memnuniyeti kategorileri var bunlar; konut, kira, maaş oranı, gelir, iş, sağlık, yaşam falan filan. Konut fiyatlarının %500 artış yaşandığı ülkede 3 puan çok bile…

Yazar Evrim Kuran Türkiye’nin Göç konusunda son 20 yılını ele aldı, “Onlar Göçtü Buradan” isimli kitabında beyin göçü eğilimini ortaya koydu. Araştırmaya konu olan gençlerin Unesco kaynak gösterilerek her yıl 50 bini yurt dışına okumaya gidiyor, öğrenimini tamamlayıp gelenlerin oranı yüzde %30 olarak verilmiş. Dünyanın her yerinde eğitim, sağlık ve güvenlik temel haktır. Bizde durumlar nasıl? Fakirin çocuğunun ulaşamayacağı özel okullar, sıranın bir yıl sonrasına verildiği devlet fakülte ve şehir hastanelerinde umursanmayan gariban vatandaşın, kapısından dahi geçemediği özel hastaneler ve yüzlerce korumayla gezen bürokratlar. Niye gelişemiyoruz? Dünya görüşü idealleri olan aydınlık geleceğimiz, burada olmak istemiyor. Dönüp bakmamız lazım yanlışlara fakat şöyle de bir durum var, düşünün Cumhurbaşkanının Avrupa ülkelerindeki başkanlar gibi bisikletle halkın içinde gezdiği, markete gidip alışveriş yaptığını saygı göremez ki. Önemsenmez. Nuri Bilge Ceylan’ın bir sözü var, diyor ki; “Mütevazılık falan hiçbir zaman gerçek bir üst değer olamamıştır bizde. Bir ortamda mütevazı olmaya kalkarsanız saygı hemen azalmaya başlar, hissedersiniz…” bu çok iyi bir tespit.

Kitaptan şöyle bir alıntı paylaşayım:” İstanbul Erkek Lisesi’nden 2019’da mezun olan gençlerin yüzde 52,6’sı, Alman Lisesi’nden mezun olanların yüzde 94,7’si, Galatasaray Lisesi mezunlarının da yüzde 32,6’sı yükseköğrenim için Almanya, ABD, Kanada ya da Fransa’ya gitti.”  Ülkeler sahip olduğu eğitim modelleriyle, endüstriye verdikleri değer ve araştırma projelerine kaynak ayırmalarıyla eğitim düzeyinin yüksek olduğu insanların en çok tercih ettiği ülkeler olmuşlar. İsveç’ten bahsediyorum. Almanya İkinci Dünya Savaşı sonrası dünyanın ekonomik olarak en güçlü ülkelerinden biri olmuş eğitim ve istihdam üzerine tüm ülke vatandaşlarına sunduğu imkanlarla göç alan ülkeler arasında ilk sıralarda yer almış. Göç meselesini dönem itibarıyla bizim yazarlarımız şairlerimiz yönetmenlerimizin işlemiş, kültürümüze sinema, tiyatro, şiirlerimize, yapıtlarımıza konu olmuş… Şimdi ne yazacak ne çizecek neyi izletecekler, bu ülkede 2 ay Dilan Polat konuşuldu. Algımız, hassasiyetimiz ve bakış açımız değişti.

Peki… Beyin Göçünün Sebepleri Neler?

Aralık ayını etkisi altına alan asgari ücreti belirleme toplantıları yani düşük gelir, tüm gençleri (yarış atı) mutsuzluğa henüz ortaokulda sürükleyemeye başlayan gelecek endişesi, bilim ve teknolojiye, AR-GE’ye değer vermeme, bilimsel çalışmalara yeterli kaynağın ayrılmaması, fikir üretiminin ve buluşun yeteri kadar değer görmemesi sayılabilir.  Ücrete göre iş eşitliğini asla sağlayamayan, aile şirketlerinin egemen olduğu iş yerlerinin, çalışanına asgari ücreti dayatmasıyla, sigorta yapmamasıyla, üniversite mezunlarının vasatın altında işlerde süründürülmesiyle devam eden süreç. Üniversite mezunu demişken, her il de üniversite açmanın ve yeni bölümler katmanın işsizliği körüklediğini görmüyor muyuz? Bunun nesiyle övünüyorsun! Eğitimde nitelik yok üniversiteler binalardan ibaret … Türkiye’de 979 yükseköğretim programı, ihtiyaç gözetilmeden açıldı, öğrencisi olmaması sebebiyle kapatıldı. Mağduriyete bakar mısınız? Eğitim planlanmıyor.  Kapatılan programlarında büyük bölümü Fen edebiyat ve iktisadi idari bilimler fakülteleri yer almış. Ve liyakat. Mülakat kaldırılacak denmesine rağmen kaldırmadı. Niye duracak burada insanlar. İyi işler iltifata tabi değil. Hak etmeyen insanların hak etmedikleri yerlerde olması kimseyi rahatsız etmiyor. İşsizlik rakamlarını kimsenin umurunda değil. Atanamayan öğretmen intihar ediyor. Niye eziyet ediyorsun ülkenin gencine? Üniversite öğreniminde gençlere kredi veriyorsun. Mezun oldu. iki yıl içinde işe girince geri istiyorsun ödemezse maaşına el koyuyorsun, evine icra gönderiyorsun. Bu uygulamalar 3. 5. sınıf ülkelerde yok.

Beyin Göçüne önlem alınmış mı?

Beyin göçü alan ülkeler kişisel özgürlüklerin ön planda olduğu destekleyici, göç veren ülkeler genelde kısıtlayıcı yaklaşımı benimsemişler. 1970’li yıllarda yurt dışına göç eden bilim insanlarının oluşturduğu içi boş ülkelerin açığını kapatmak amacıyla Birleşmiş Milletler Kalkınma Teşkilatı Türkiye’de kurum ve kuruluşlara danışmanlık hizmeti vermeye başlamış sonuca bakınca çok bir etkisi olmadığını görüyoruz. Beyin göçü için ülkemizde güvenilir bir istatistik yok. Sürekli ve düzenli olmamakla birlikte belirli kurumların bilgisi dahilinde ne yazık ki. Türkiye’de ülkenin aydınlarının, siyasilerinin, kanaat önderlerinin kalkınma çabası olması lazım. Yüksek vasıflı çalışanı talep etmesi lazım. Bilim insanının çalışacağı şartlarda ortam istemesi de hakkıdır.

12 Şubat 2024

Bilgenur Ülger