1. Haberler
  2. Güncel
  3. Barış Manço 25. yılında anılıyor

Barış Manço 25. yılında anılıyor

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Türk rock müziğinin efsanelerinden, Anadolu kültürünün savunucusu, Türk sanatçı, aranjör, şarkıcı, televizyon programı yapımcısı ve sunucusu o bir kültür elçisi. Barış Manço’nun aramızdan ayrılışının üzerinden tam 25 yıl geçti.

2 Ocak 1943 tarihinde İstanbul’da doğan ve 1 Şubat 1999’da aynı şehirde hayatını kaybeden Mehmet Barış Manço, Türk sanatının önemli isimlerinden biridir.

Manço’nun bestelediği 200’den fazla şarkısı, kendisine on iki altın ve bir platin albüm ve kaset ödülü kazandırmıştır. Şarkıları Arapça, Bulgarca, Felemenkçe, Almanca, Fransızca, İbranice, İngilizce, Japonca ve Yunanca gibi dillerde de seslendirilmişti.

Ayrıca, hazırladığı televizyon programları aracılığıyla dünyanın pek çok ülkesine giderek “Barış Çelebi” olarak anılmıştır. 1991 yılında “Türkiye Cumhuriyeti Devlet Sanatçısı” unvanına layık görülmüştür. Barış Manço, sadece müzik alanında değil, aynı zamanda toplumsal duyarlılık, kültürel bağlılık ve çok yönlü sanatçılığı ile de hatırlanmaktadır.

Barış Manço’nun Hayatı

Ünlü Türk sanatçısı Mehmet Barış Manço’nun hayatı ve ailesi hakkında birçok ilginç detay bulunmaktadır. Mehmet Barış Manço, 2 Ocak 1943 tarihinde İstanbul’da dünyaya gelmiştir. Babası İsmail Hakkı Manço ve annesi Rikkat Uyanık çiftinin ikinci çocuğudur. Ailesi, babasının ailesinin İstanbul’un Fethi’nden sonra Konya’dan Selanik’e göç etmesi ve I. Dünya Savaşı sırasındaki zorluklar nedeniyle İstanbul’a göç etmesi gibi tarihî bir geçmişe sahiptir.

 

Manço’nun adının “Tosun Yusuf Mehmet Barış Manço” olarak konulmasının ilginç bir hikayesi vardır. Babası Mehmet Barış Manço, 1943 yılında dünyanın savaşlarının ardından barışa olan özlem nedeniyle bu ismi almıştır. Ancak bu ismin içerisindeki “Tosun Yusuf” lakabı, 1941 yılında babasının hiç görmediği amcası Yusuf’un vefatından kaynaklanmaktadır.

Barış Manço’nun ilkokula başladığı dönemde ismindeki “Tosun Yusuf” bölümü nüfus kaydından silinmiş, sadece “Mehmet Barış Manço” olarak kalmıştır. Dört çocuklu bir ailede büyüyen Barış Manço’nun üç kardeşi Savaş, İnci ve Oktay’dır. Annesi Rikkat Uyanık, Zeki Müren’in de hocalığını yapmış bir klasik Türk sanat müziği hocasıdır ve daha sonra Barış Manço ile birlikte televizyon programlarına katılmıştır.

Manço’nun müzikle tanışması amatör olarak başlamış ve ilk gruplarından biri olan Kafadarlar’la müzikle ilgilenmeye başlamıştır. Daha sonraları Belçika Kraliyet Akademisi’nde resim-grafik-iç mimari alanında eğitim görmüş ve okulu birincilikle tamamlamıştır. Bu dönemde müzik kariyerine devam ederek, Türk müziğine ve kültürüne büyük katkılarda bulunmuştur. Babasının ölümü üzerine Galatasaray Lisesi’nden ayrılarak, eğitimine Şişli Terakki Lisesi’nde devam etmiş ve yüksek öğrenimini Belçika’da tamamlamıştır.

Mehmet Barış Manço’nun hayatı, mücadeleleri ve sanatındaki başarıları, Türk kültürüne ve müziğine önemli bir miras bırakmıştır.

Barış Manço’nun müzik kariyerindeki önemli dönemlerden biri, 1960’ların başlarına dayanmaktadır. Bu dönemde, Manço Türkiye’den Belçika’ya öğrenim için gitmeden önce Harmoniler adlı grubuyla birlikte çeşitli 45’likler yayınlamıştır. 1962 yılında Grafson Plak şirketinden çıkan bu 45’likler, Türk rock müziğinin öncülerinden biri olarak kabul edilen Manço’nun kariyerinde bir dönüm noktasıdır.

Barış Manço’nun ilk 45’likleri, “Twistin Usa / The Jet”, “Do The The Twist / Let’s Twist Again” ve “Çıt Çıt Twist / Dream Girl” gibi şarkılar içermektedir. Bu kayıtlar, o dönemde popüler olan twist müziğinin etkisini taşımaktadır. Ancak Manço’nun müzikal evrimi, Belçika’ya gitmesiyle birlikte daha da belirginleşmiştir.

Manço’nun Belçika’da öğrenim gördüğü dönemde, Fransız müzisyen Henri Salvador ile bir görüşme gerçekleştirmiştir. Ancak Salvador, Manço’nun Fransızcasını ve dış görünüşünü yeterli bulmayarak bir anlaşma yapmamıştır. Bunun üzerine Manço, Belçika’daki abisi Savaş Manço’nun yanına gitmiş ve Belçika Kraliyet Akademisi’nde resim-grafik-iç mimarlık eğitimi almıştır.

Manço’nun müzik kariyeri Belçika’da devam etmiş, Rigolo plak şirketiyle anlaşarak “Jacques Danjean Orkestrası” ile çalışmıştır. 1964 yılında Fransızca iki EP çıkaran Manço, bu dönemde Fransız müzik sahnesinde kendine bir yer edinmiştir. Ardından Les Mistigris ve Kaygısızlar gibi gruplarla işbirliği yaparak Türkiye’ye döndüğünde kariyerine Türkçe şarkılarla devam etmiştir.

Kaygısızlar ile birleşmesi, Barış Manço’nun Türk müziğine ve kültürüne getirdiği farklı bir soluktu. 1968 yılında Sayan’dan çıkardıkları ilk plak olan “Kol Düğmeleri / Big Boss Man / Seher Vakti / Good Golly Miss Molly” Türkiye’de geniş bir popülerlik kazandı. Manço’nun Türkçe sözleri ve Anadolu motifleriyle zenginleştirdiği saykodelik rock tarzı, dinleyicilerin ilgisini çekti.

Manço’nun Kaygısızlar ile birlikte yaptığı 45’likler, Türk müziğinde saykodelik etkilerin öncülerinden biri olarak kabul edilmektedir. Bu dönemdeki başarıları, 1969 yılında “Ağlama Değmez Hayat” şarkısıyla ilk altın plağını kazanmasıyla doruk noktasına ulaşmıştır. Barış Manço’nun müzikal yolculuğu, farklı kültürleri ve tarzları bir araya getirerek Türk müziğine önemli katkılarda bulunmuştur.

  • 1970 yılında, Kaygısızlar ile yollarını ayırdıktan sonra Barış Manço, yeni bir grup olan MançoMongol ile çalışmaya başladı.
  • Dağlar Dağlar adlı plağı büyük başarı elde etti ve Manço’ya kariyerindeki tek Platin Plak Ödülü’nü kazandırdı.
  • 1971’de Moğollar ile iş birliği yaparak MançoMongol adlı grubu oluşturdular ve Türkiye’de birçok konser verdiler.
  • Grup, 1971’in Haziran’ında anlaşmazlıklar ve Manço’nun sağlık sorunları nedeniyle dağıldı.
  • 1971 ve 1972 yılları, Barış Manço’nun Kurtalan Ekspres’i kurma çalışmalarıyla geçti.
  • 1972’de Kıbrıs’a giderken asker kaçağı olarak yakalandı, ancak Belçika Kraliyet Akademisi diploması sayesinde yedek subaylık hakkı kazandı.
  • Askerlik öncesi ve sonrasında Barış Manço, Kurtalan Ekspres ile çeşitli konserler verdi ve plak kayıtları yaptı.
  • 1975 yılında kariyerinin ilk uzunçaları olan “2023”ü yayımladı. Bu albüm, önceki tarzlarından farklı olarak ilerici rock öğeleri içeriyordu.
  • 1976 yılında CBS ile anlaşarak Avrupa pazarına yönelik İngilizce şarkılardan oluşan bir proje olan “Nick the Chopper”ı hazırladı. Ancak genel başarı yakalayamadı.
  • 1978 yılında Türkiye’ye dönerek “Yeni Bir Gün” adlı albümü hazırladı. Bu albüm, Manço’nun Türkiye’deki kariyerini yeniden canlandırmasına yardımcı oldu.
  • Yeni Bir Gün albümü, Barış Manço’nun uluslararası alandaki mücadelesi sırasında Türkiye’deki pozisyonunu sağlamlaştırdı.
  • 1979’da Yeni Bir Gün şarkısı ile Altın Kelebek Ödülleri’nde yılın erkek sanatçısı unvanını kazandı.

Barış Manço’nun müzik kariyeri, farklı dönemlerdeki iş birlikleri, albüm yayınları ve ödüllerle dolu zengin bir geçmişe sahiptir.

1980 yılında Barış Manço, ilk defa bir başka sanatçıya beste verdi. Nazan Şoray için bestelediği “Hal Hal” adlı şarkısı, yılın şarkısı ödülünü kazandı ve Nazan Şoray’a altın plak kazandırdı. Aynı yıl, Bulgaristan Altın Orfe Müzik Festivali’nde “Nick The Chopper” ve “Ben Bir Şarkıyım” şarkılarıyla birinci seçildi.

Manço, 1980 Eylül’ünde sanat yaşamındaki 20. yılını “20. Sanat Yılı Disco Manço” adlı çalışmasıyla kutladı. Ancak, Almanya’da Türk işçileri tarafından korsan olarak çıkarılan albümün Türkiye’de plaklaştırılmaması sorun yarattı. Ayrıca, Eğri Büğrü ve eski şarkıların stüdyo kaydıyla bulunduğu kaset formatındaki albüm, büyük ilgi gördü.

1981’in Mayıs ayında Barış Manço’nun ilk çocuğu Doğukan Hazar Manço, Belçika’nın Liège şehrinde doğdu. 1981’in sonunda “Sözüm Meclisten Dışarı” albümü yayınlandı ve “Arkadaşım Eşek” adlı şarkısı büyük beğeni topladı. Ancak, albümdeki altı şarkı TRT denetleme kurulu tarafından eleştirildi. Manço, TRT genel müdürü Macit Akman’ı ziyaret ederek diğer şarkıların da değerlendirilmesini talep etti.

1982’de “Sözüm Meclisten Dışarı” albümü ile popülerliği doruk noktasına ulaştı. Anadolu turnesi ve Amerika konserleri büyük başarı getirdi. Aynı yıl, Altın Kelebek ödüllerinde Türk pop müziği dalında en iyi erkek sanatçı seçildi, ancak 1983 Eurovision Şarkı Yarışması’nda Türkiye’yi temsil ederken ön elemede elendi.

1983 Temmuz’unda “Estağfurullah… Ne Haddimize!” albümünü yayımladı. Türk halkının zorlu dönemdeki sözcüsü oldu. 1984’te Altın Kelebek ödüllerinde altıncı kez yılın erkek sanatçısı seçildi ve ikinci oğlu Batıkan Zorbey Manço dünyaya geldi.

1985’te “24 Ayar” albümü ile müzik tarzında değişiklik gözlendi. Elektronik pop etkileri taşıyan albüm, Türkiye’deki müzik trendlerinden ayrıldı. 1986’da “Değmesin Yağlı Boya” albümü ile müzikal değişimini sürdürdü. Video klipleri ile dikkat çeken bu dönemde, “Süper Babaanne” ve “Unutamadım” adlı şarkıları büyük ilgi gördü.

1988 ve 1989’da çıkardığı albümlerle müzikal değişimini devam ettiren Manço, video klip çalışmalarına hız verdi. 1989’da Sezen Aksu ile birlikte yılın en başarılı pop müzik sanatçısı seçildi.

Barış Manço, uzun yıllar boyunca hayalini kurduğu televizyon programlarını hayata geçirmek için çaba harcadı. Ancak TRT yönetiminden olumlu yanıt alamayınca, Ekim 1988’de TRT 1’e sunduğu benzersiz bir program önerisiyle “Barış Manço ile 7’den 77’ye” programını başlattı. Bu program, “çocuk ve aileye yönelik eğitici ve eğlendirici bir dünya belgeseli” olarak nitelendirilen ve milyonlarca izleyiciyi ekran başına çeken bir yapı oldu.

Program, TV ekibinin 150’den fazla ülkeyi ziyaret edip izleyicilere tanıttığı bir belgesel niteliğindeydi. “7’den 77’ye” adından da anlaşılacağı gibi tüm yaş gruplarına hitap eden ve özel bölümlerden oluşan bir programdı. Çocuklara yönelik “Adam Olacak Çocuk”, büyükler ve yaşlılara hitap eden “İkinci Kahvaltı”, yetişkinlere yönelik “Dönence” ve “Dere Tepe Türkiye” gibi bölümleri içeriyordu.

1990 yılında, Ertuğrul Fırkateyni’nin Japonya’ya gelişinin 100. yılı nedeniyle düzenlenen “Türk-Japon dostluğu” etkinlikleri kapsamında Japonya’ya gitti ve burada konser verdi. Aynı yıl, programın başarıları sayesinde Türkiye’de geniş bir hayran kitlesi kazandı.

1991’de tekrar Japonya’ya giderek Tokyo Soka Üniversitesi İkeda Salonu’nda konser verdi. Bu konserde Soka Üniversitesi rektörü Daisaku İkeda ile birlikte şarkı söylemesi, Türkiye’de de konserlerine olan ilgiyi artırdı.

1992’de annesi Rikkat Uyanık’ın vefatıyla bir acı yaşayan Barış Manço, 1992 yılında “Mega Manço” albümünü yayınladı. Ancak, 1986’dan beri uyguladığı müzik formülünün eskisi kadar ilgi görmediğini fark etti.

1994 yerel seçimlerinde Kadıköy Belediye Başkanı adayı oldu ancak rahatsızlığı nedeniyle seçim öncesinde adaylıktan çekildi. 1995’te “Müsaadenizle Çocuklar” albümünü yayınladı. Japonya’dan gelen konser teklifi üzerine 1995’te Japonya’da başarılı bir turneye çıktı ve 1996’da “Live in Japan” adlı konser albümünü yayınladı.

Manço, 1990’ların sonlarına doğru “Kaplumbağanın Öyküsü” projesini düşündü, ancak plak şirketinin isteğiyle “Mançoloji” adlı bir toplama albüm yapma kararı aldı. Bu dönemde müziğin kalitesinin azaldığı, özel televizyonların arttığı günlerde Barış Manço, televizyon ve müzik ekranlarından bir süre uzak kaldı.

 Barış Manço’nun Ölümü

31 Ocak 1999’da, Barış Manço, İstanbul’un Moda semtindeki evinde 23:30 civarında kalp krizi geçirdi. Siyami Ersek Göğüs-Kalp-Damar Cerrahisi Hastanesi’ne kaldırıldı, ancak aynı gece saat 01:30’da yaşamını yitirdi. Daha önce 1983 yılında bir kalp spazmı geçirmişti. 1991 yılında devlet sanatçısı unvanını aldığı için cenazesi için devlet töreni düzenlendi. Tören, TRT, Kanal D ve Kanal 6 tarafından canlı olarak kesintisiz yayınlandı. STV ve Star televizyonları Manço Köşk’ten sevenlerinin düşüncelerini gün boyunca aralıksız paylaştı. Star TV, ölümünden hemen önce çekilen bir röportajı yayımladı.

3 Şubat 1999 tarihinde Barış Manço’nun üzerinde Galatasaray bayrağı bulunan Türk bayrağına sarılı naaşı Atatürk Kültür Merkezi’ne getirilerek bir tören düzenlendi. Ardından Levent Camisi’nde cenaze namazı kılındı ve Kanlıca’daki Mihrimah Sultan Mezarlığı’nda defnedildi. Mezarına, “Gesi Bağları” yorumundan ötürü Kayseri’nin Gesi beldesinden getirilen toprak da konuldu. Ölümünün ardından Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ve bazı siyasetçiler başsağlığı mesajları yayımladılar.

Barış Manço, ölmeden önce müzik hayatının 40 yılını anlatan “40. Yıl” adlı şarkısını bestelemiş ancak sözlerini yazamamıştır. Bu şarkının yer aldığı “Mançoloji” 1999 yılında yayımlandı ve 2,6 milyon satış yaparak o yılın en çok satan albümü oldu. Daha sonra 2002 yılında “Yüreğimdeki Barış Şarkıları” adında bir anma albümü piyasaya sürüldü.

Manço’nun ölümüyle Kurtalan Ekspres, yeni albüm çalışması yapmadı ve yaklaşık iki yıl boyunca Barış Manço için düzenlenen birçok anma konserine katıldı. Grup, 2003’ün Ekim ayında ilk solo albümü olan “3552”yi çıkardı.

 

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
be_en
Beğen