Dil, bir milletin kimliğini, kültürünü ve tarihini yansıtan en önemli unsurlardan biridir. Türkçe, bu bağlamda, Türk milletinin binlerce yıllık birikimini, zenginliğini ve değerlerini taşıyan bir dildir. Ancak ne yazık ki, günümüzde Türkçenin yanlış kullanımı yaygın bir sorun haline gelmiştir. Bu durum, sadece dilimizin zenginliğini kaybetmesine neden olmakla kalmaz, aynı zamanda kültürel kimliğimizin de zedelenmesine yol açar.
Yeni neslin beni irrite eden bir konuşma tarzı var. Günaydın yerine güno, aşkım yerine aşko, yeter yerine yeto… Üstelik bu sadece Türkçemize özgü bir vahşet değil. Başka lisanlarda da mevcut. Obviously yerine obvi, totally yerine tots ilk aklıma gelen, gözlerimi ve kulaklarımı acıtan kelimeler .
Türkçe’nin yanlış kullanılması ve bu da yetmezmiş gibi arasına sıkça İngilizce kelimeler katarak konuşulmasını hiçbir zaman olumlu karşılamadım. İngilizceye çok iyi hâkim olmak demek, anadilinizi veya başka bir lisanı konuşurken her beş kelimeden ikisini İngilizce söylemek değil. İngilizce konuşurken iyi konuşmak, Türkçe konuşurken de doğru ve katıksız konuşmak asıl marifet. Haa siz harika mısınız der iseniz tabiki hayır… Çünkü ben de bu neslin çocuğuyum
Türkçenin yanlış kullanımı, dilimizin zenginliğini ve kültürel kimliğimizi tehdit eden ciddi bir sorun. Bu sorunun çözümü için herkesin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi ve dilimize sahip çıkması gerekmekte. Türkçemizi doğru kullanmak, sadece bir dil bilinci değil, aynı zamanda kültürel bir görev. Bu bilinçle hareket ederek, dilimizi koruyabilir ve gelecek nesillere doğru bir şekilde aktarabiliriz. Dilimiz, kimliğimizdir.
Bir ulusun gerçek yurdu onun dilidir, dil ulusal dileği belirten güçlü bir varlıktır. Ulusal dil yok olunca, ulusal duygu da çok geçmeden kaybedilebilir. Wilhelm Humboldt
Alper Erdoğan
13.07.2024