Tarihçi Tufan Gündüz, “3 milyon Arap Türkiye’yi Araplaştırmaz”

‘Son Ders Çanakkale 2’ söyleşisine katılan Tarihçi-Yazar Prof. Dr. Tufan Gündüz dinleyicilerden bir kişinin, uzun vadede Arap kültürünün Türk etnik yapısını nasıl etkiler sorusuna karşın, “Türkiye’deki yabancı düşmanlığının artık çığırından çıktığı ve bu bizim için utanç verici. 3 milyon Arap Türkiye’nin nüfusunu Araplaştırmaz. İmkanları olduğunda zaten döneceklerdir. Türkiye’de Araplaşmaya doğru bir evrim söz konusu olamaz. Aksine onlarında Türkleşmesine doğru bir evrimleşme söz konusu olabilir” dedi.

Erciyes Kolejinin ‘Yaşayan Tarih Müzesi’ açılışına özel hazırladığı ‘Son Ders Çanakkale 2’ söyleşisi gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü Pelin Çift’in yaptığı ve Tarihçi-Yazar Prof. Dr. Cihan Piyadeoğlu ile Tarihçi-Yazar Prof. Dr. Tufan Gündüz’ün anlatımıyla gerçekleşen söyleşi Kadir Has Kongre Merkezi’nde dün akşam düzenlendi.

Söyleşi sonrası bir dinleyicinin, “Bildiğiniz üzere uzun zamandır Suriyeli misafirlerimiz var. Geçmiş tarihe bakarak uzun vadede Arap kültürünün içimizde bulunması Türk etnik kimliğini nasıl etkiler?” sorusuna yanıt veren Tarihçi-Yazar Prof. Dr. Tufan Gündüz, “Öncelikle Türkiye’deki yabancı düşmanlığının artık çığırından çıktığını ve bunun bizim için utanç verici olduğun söyleyelim. Türkiye’nin nüfusu 87 milyonu geçti. 3 milyon Arap Türkiye’nin nüfusunu Araplaştırmaz. Suriye’de bir iç savaş yaşanıyor. Gerçek bir Suriyeli ile konuştuğunuzda size şunu söyler; ‘Bizim ülkemiz işgal edilmedi. Biz savaştan kaçmadık. Biz iç savaştan kaçtık. Komşumuzun bir tehdit olduğunu gördüğümüz için kaçtık’. Bunlar sadece Türkiye’ye değil, Ürdün’e, İran’a, Irak’a ve Avrupa’ya dağılmış durumdadırlar. Nüfusun yarısı zaten kaybolmuştur. Bu Suriye için çok ciddi bir problemdir. Türkiye’deki Araplar da bu tehdidin farkındadır. İmkanları olduğunda zaten döneceklerdir. Türkiye’de Araplaşmaya doğru bir evrim söz konusu olamaz. Aksine onlarında Türkleşmesine doğru bir evrimleşme söz konusu olabilir. Onlarda bunun farkında. Türkiye gönderecek ama emanet aldığı adamın can güvenliği temin edilmediği müddetçe gönderemez. Biz bir imparatorluğuz ister kabul edin ister kabul etmeyin. İmparatorluklar böyle davranır. Bizde böyle davranıyoruz. Suriyeli konusu bir savaş dramıdır. Bizim başımıza böyle bir şey gelmediği için bin yıldır yatıp kalkıp dua ediyoruz. Türkiye 90’lı yıllara kadar transit ülkeydi. Mülteciler, göçmenler Türkiye’ye girer kaçak yollarla soluğu Londra’da, Berlin’de alırdı. Şimdi Türkiye hedef ülke haline geldi. Özellikle Müslüman coğrafyadaki insanlar diyorlar ki; ‘Türkiye’ye gittiğimizde kültürel zorluk çekmiyoruz. Bu adamlarında çocukları epey şımardı, küçük işlere bakmıyorlar. Biz küçük işleri yaparız. Biraz dolar biriktiririz, ülkemize döneriz, kur farkından zengin oluruz’ diyorlar. Develi’de 5 binden fazla mandıra çiftlik var. 10 bin tane Afganlı çalışıyor. Gönderelim kim çalışır burada. Problem bu” ifadelerini kullandı.

‘TÜRKİYE İÇİN BU TEHDİDİ GÖRMENİN ÇOK MANTIKLI OLDUĞU DÜŞÜNCESİNDE DEĞİLİM’

Tarihçi-Yazar Prof. Dr. Cihan Piyadeoğlu ise, “Almanya metre kare olarak bizden daha küçük. Nüfusu bizden daha az. Türkiye’deki Suriyeliden daha fazla Almanya’da Türk var. Buna rağmen Almanya için aynı tehlikeyi biz görmüyorsak. Türkiye için bu tehdidi görmenin çok mantıklı olduğu düşüncesinde değilim” dedi.