Son zamanalar da sizin de fark ettiğiniz gibi böyle başlıklar aynı yalnızlık oranları gibi hızla artmaya başladı.
Hatta son yıllarda nüfus artışını tekrar hızlandırmak ve doğurganlık oranını artırmak için politikalar geliştirilmeye gidiliyor.
Dünyamızda gün geçtikçe artan yalnızlık, tek kişilik hayata alışkanlık çoğalıyor ve sanki bazı işlerden sorumluluklardan korkuyor ya da kaçıyor gibiyiz.
Dünyanın en prestijli tıp dergilerinden The Lancet’de yayınlanan bir çalışma küresel nüfus dinamiklerine dair düşündürücü bir tabloyu ortaya koyuyor. Çalışmaya göre elimizdeki veri pek çok ülkede nüfusun uzun vadede önemli ölçüde azalacağına işaret ediyor. Hemen her şeyin anlık değiştiği günümüzde on yıllar sonrası için plan yapmaya çalışıyor hiç ölmeyecekmişiz gibi yaşamaya çalışıyoruz fakat bunu yapmak zor yapamıyoruz da. Ancak bu ölçekte demografik dönüşümlerin yaratacağı yeni koşullara da uygun stratejiler üzerinde düşünmeye başlamak gerekli.
İnsanlar zaman geçtikçe belli sıkıntılara girmek istemiyor git gide yalnızlaşıyor
Tek yaşayanlara bakıldığında kafan rahat, sorumlulukların az gibi geliyor fakat insan olarak sevgiye ve ilgiye ihtiyaç duyuyoruz.
Neslimizin tükenmemesi ve gelecek güzel bir nesil için yalnızlığı bir kenara bırakıp bir şeyler yapmalı yaptıktan sonra da geleceğe güzel nesiller yetiştirmeliyiz.
Rahatımı neden bozacağım, neden hayatıma birini alacağım diye düşünüyor hatta bekarlık sultanlıktır neden evlenip kendimi kısıtlayayım diye düşünüyoruz.
Fakat neslimiz yaşlanıyor ve bugün geçtikçe de artıyor gelecek bir neslimiz kalmayacak ve bu gidişle belki de soyumuz tükenme tehlikesi ile baş başa kalacak.