Üniversite öğrencilerinden seralarda ısı ve nemi yapay zekayla ayarlayan sistem

universite-ogrencilerinden-seralarda-isi-ve-nemi-yapay-zekayla-ayarlayan-sistem-7812wVBn.jpg

ESKİŞEHİR (AA) – GÜNHAN ÖZCEYLAN – Eskişehir Teknik Üniversitesi (ESTÜ) Mühendislik Fakültesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümünden iki öğrencinin tasarladığı sistem, seralarda ısı ve nemi sensörlerinden gelen verileri değerlendirerek ayarlayabiliyor.

Prof. Dr. Nihan Kosku Perkgöz danışmanlığında 4'üncü sınıf öğrencileri Numan Horoz ve Nefise Ezgi Özer'in bir yıllık süreçte hazırladığı yapay zeka destekli projede otomatik ve manuel olmak üzere iki farklı yolla çalışan uzaktan sera kontrol sistemi, kullanıcı faaliyetlerini bilimsel bilgiler ışığında düzenleme ve zaman kaybını önleme prensibine dayanıyor.

Seranın etrafındaki saydam plakalarda yer alan farklı işlevlere sahip sensörler aracılığıyla mobil uygulamadan sıcaklık dengesini ayarlayabilen otonom sera sistemi, toprak ve havadaki nemi de ölçebiliyor. Sistem, değerlendirmesi yapılan hava koşullarına göre ısıtıcı fan veya rezistansları harekete geçirerek çiftçinin emek ve zaman kaybının önüne geçiyor. Kullanıcı, sensörlerin verdiği bilgiler sayesinde seradaki bitkilerde olası sorunlardan haberdar oluyor.

Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) 2209-A Üniversite Öğrencileri Araştırma Projeleri Destekleme Programınca desteklenen, patent başvurusu için hazırlıklarına devam edilen çalışma, ESTÜ İki Eylül Kampüsü'nde düzenlenen 17. Proje Fuarı ve Yarışması'nda da tanıtıldı.

– Seranın dijital ikizini oluşturmayı hedefliyorlar

Projenin yazılım bölümünden sorumlu yürütücüsü Nefise Ezgi Özer, AA muhabirine, Türkiye'nin çok büyük bir tarımsal üretim alanına sahip olduğunu söyledi.

Seracılığın gelişmesinin dışa bağımlılığın ve ithalatın azalması anlamına geldiğini belirten Özer, “Bu durumda hem ülkemizin hem de çiftçimizin ekonomisi gelişecektir. Mutlu olan çiftçi çok ürün üretir çünkü parasını sadece ekinine harcar. Türkiye bu şekilde daha fazla gelişebilir. Dünyaya da bu vesileyle örnek olabiliriz. Bu projenin hayata geçmesi demek suyu, toprağı, gıdayı en optimize şekilde kullanmamız anlamına geliyor.” diye konuştu.

Özer, projeyi geliştirdikçe yapay zeka çözümleriyle daha işlevsel hale geleceğini anlattı.

Her seranın dijital ikizini oluşturmayı hedeflediklerini bildiren Özer, “Örneğin çileği akıllı seraya eklemek istiyorsak yapraklarındaki sorunları, bitkideki verileri bilmemiz gerekir. Dahası yapay zeka öğrenimini buna göre oluşturmamız gerekir. Her bitki için daha fazla vakit harcamalıyız ancak geliştirilebilir, çalışmalar noktasında bu sorun çözülebilir.” dedi.

– “Sera kendi kendini ayarlayacak şekilde çalışır”

Projenin fiziksel uzamlardan sorumlu yürütücüsü Numan Horoz da tasarladıkları otonom sera sisteminin dünyanın internet olan herhangi bir yerinden yönetilebileceğini dile getirdi.

Çiftçilerin hayatında önemli noktalara dokunacak bir çalışma yapıldığını vurgulayan Horoz, “Bir çiftçi çocuğu olarak bunun çok önemli olduğunu düşünüyorum çünkü eğer çiftçilikle uğraşıyorsanız tarla size bağımlıdır. Onu bırakıp gidemezsiniz, cenaze, düğün bunlara dahi katılamazsınız, işinizin başında olmanız gerekiyor ancak bu teknolojiyle serayı uzaktan görüntüleyebilirsiniz. Böylelikle sera kendi kendini ayarlayacak şekilde çalışır.” ifadesini kullandı.

Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nihan Kosku Perkgöz de Türkiye'nin örtü altı tarım alanı varlığı bakımından Avrupa'da ikinci, dünyada ise dördüncü sırada yer aldığını belirtti.

Seracılıkta önde gelen ülkelerden Türkiye'de, yenilenebilir enerji kaynakları ve biyoyakıt seçeneklerinin de geliştirilmeye açık olduğunu bildiren Perkgöz, “Eskişehir bir sera şehri olmasa da Sarıcakaya gibi yerler marul, roka gibi bitkilerde İstanbul'a büyük bölümünü sağlıyor. Bundan dolayı Eskişehir büyük potansiyele sahip.” açıklamasını yaptı.

Perkgöz, elektrik elektronik mühendisliği alanının bakış açısından seracılığa katkı sağlamaya çalıştıklarını ifade etti.

Bu çalışmaya başladıktan sonra bazı yeni bilgiler edindiklerini aktaran Perkgöz, “Projemizin orijinal yanları var ancak korunan yanları da var. Bizi çok şaşırtan araştırmalar mevcut dünya genelinde, Türkiye olarak bu konuda bir uyanış dönemindeyiz. Dolayısıyla öğrencilerimizin çok heyecan duyduğunu ve motivasyonlarını bir noktadan sonra kendilerinin sağladığını gözlemledim. Bu proje için sabahlara kadar çalıştıklarını biliyorum.” diye konuştu.

Exit mobile version