Seçimlerin çocuklar üzerindeki etkisi

Fotoğraflı (29)

 

KAYSERİ (1HA-ÖZEL) – Ülke gündemini uzun süre meşgul eden seçimler, çocukları da fazlasıyla etkiledi. Psikolojik Danışman ve Oyun Terapisti Betül Meryem Bostan, çocukların etkilenme oranının ailenin davranışıyla doğru orantılı olduğunu söyledi.

Türkiye, Cumhurbaşkanı ve 28. Dönem Milletvekili Seçimleri süresince, siyasilerin tartışmaları, propaganda çalışmaları, verilen-verilmeyen vaatler ve televizyonlardan yayınlanan tartışma programlarıyla hareketli günler geçirdik. Seçim sürecinde yaşananlar, seçmenleri olduğu kadar oy kullanmayan çocukları da etkiledi.

Seçimlerin çocuklar üzerindeki etkilerini anlatan Psikolojik Danışman ve Oyun Terapisti Betül Meryem Bostan, çocuk davranışlarının seçim sürecinde aile davranışına bağlı olarak değişiklik gösterdiğini söyledi.

Bostan, “Aileler bu konu hakkında geleceğe dair ne kadar umut ya da umutsuzluk barındırıyorsa çocuklar da o düzeyde etkileniyor” dedi.

Seçim psikolojisinin çocukların yaşıyla da alakalı olduğunu söyleyen Bostan, “Yaş dönemlerinin çok etkisi var. Özellikle küçük yaş grubunun demokrasi, seçim, milletvekili kavramları anlaması çok kolay değil. Çocuklarımızın yanında özellikle davranışlarımıza, hareketlerimize çok dikkat etmeliyiz. Hakaret içerikli, küfür içerikli olumsuz ifadeleri hiç kullanmamız gerek. Aynı zamanda çok partizanlık çok holiganlık da çocukları ya hep ya hiç algısına götürür. O yüzden mümkün olduğunca çocuklarımızı uzaklaştırmak adına onların yanında desteklediğimiz partiyi, desteklediğimiz adayı çok ön planda tutmamız gerekiyor. Özellikle okul çağı çocuğu dediğimiz 6-12 yaş arasındaki çocuklarla bu süreci bir kazanıma da çevirebiliriz. Örneğin demokrasi ne demek, seçmen ne demek, seçim ne demek? Bunlarla alakalı bir konuşma yapılıp, ev ortamında böyle bir atmosfer de oluşturulabilir. Bütün gündemimiz buymuşcasına yaşamak da çocuklara güvende olmadıkları hissini uyandırır. O yüzden mümkün olduğunca çocukları güvende hissettirmek adına onların dilinde, onların anlayabilecekleri ölçüde tabi ki gündemi paylaşmak uygundur. Ama daha fazlası ve aşırıya kaçan her türlü hareket her türlü davranış her türlü sözel iletişim biçimi çocuklarımızı da olumsuz etkiler. Mümkün olduğunca bunlardan kaçınmamız gerekiyor. Çocuklarımız için önemli olan daha çok biz dünya için ülkemiz için ne yapabiliriz. Bunu da çocuklarla konuşarak neyi daha iyi yapabileceğimizi, neyi daha iyi yaparsak içinde bulunduğumuz durumu ya da şartları daha iyileştirebiliriz. Bunu konuşabiliriz. Çocuklarımızın şunu algılaması gerekiyor, öncelikle dünyada bir değişim olması gerekiyorsa o değişimin kendisi olmaları gerekiyor. Dünyada görmek istediğin değişimin kendisi ol. Burada aslında sorumluluğu bir başkasına yıkmaktansa, genele yaymaktansa kişisel çapta ne yapabiliriz. Biz dünyamızı öncelikle evimizi, yuvamızı, ailemizi, okulumuzu, yaşadığımız yeri güzelleştirmek adına neler yapabiliriz. Bu krizin bu tarz sorumlulukları da kazandırmak adına avantaj olduğunu düşünüyorum. Umarım herkes için hayırlı olur” ifadelerini kullandı.

Exit mobile version