“KARABASAN OLARAK BİLİNEN ETKİ UYKU BOZUKLUĞUDUR, DİNİ BİR KAVRAM DEĞİLDİR”

Fotoğraflı (2)

 

KAYSERİ (1HA-ÖZEL)  – Gece uyku arasında yaşanan ve vücudun hareketini kısıtlayan etkinin halk arasında bilinen karabasan olmadığını, bir çeşit uyku bozukluğu olduğunu söyleyen Özel Tekden Hastanesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Enver Aydın Cüceloğlu, “Karabasan, tıbbi literatürde yineleyici izole uyku paralizisi dediğimiz bir tanımlama içerisinde geçen bir hastalık grubudur. Dini vecibelerimizin yapılmaması sonrasında ortaya çıkan bir cezalandırıcı tutumu olmadığını bilmenizi isterim” dedi.

 

Özel Tekden Hastanesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Enver Aydın Cüceloğlu, halk arasında karabasan olarak bilinen durumun aslında bir uyku bozukluğu olduğunu anlattı. Cüceloğlu, “Karabasan psikolojik bir rahatsızlıktan ziyade tıbbi literatürde yineleyici izole uyku paralizisi dediğimiz tanımlama içerisinde geçen bir hastalık grubudur. Genelde hastalarda hipnogojik (uykuya dalarken) dediğimiz ya da hipnopompik (uykudan uyanırken) ortaya çıkan; solunumun, kalbin atışının durmadığı ancak istemli hareketlerini yaparken vücuduna hükmedemediği, hastalar tarafından korkutucu bir tablo olarak değerlendirebiliriz. Genellikle bu tür rahatsızlıklar bizim narkoleptik hastalık dediğimiz, narkolepsi bozuklukları içerisinde geçen ve daha çok uyku-uyanıklık döngüsünde geçen uyku süresinin bozulduğu, uyku kalitesinin bozulduğu, günlük yaşam olayları, anksiyete, bir takım psikiyatrik rahatsızlıkların tabloya eşlik ettiği dönemlerde ortaya çıkar” ifadelerini kullandı.

 

‘ERGENLİK GEÇİŞ DÖNEMİNDE SIK RASTLANIR’

Bu durumla en sık ergenlik geçiş döneminde rastlanıldığını söyleyen Uzman Cüceloğlu,  “Bu tabloya daha çok ergenlik geçiş dönemlerinde sıkça rastlarız. Tablonun altında yatan bir psikiyatrik sebep var ise tablonun tedavi edilmesiyle beraber bu sorun ortadan kalkacaktır. Halk arasında karabasan diye tabir edilen bu tablo aslında yineleyici uyku paralizisi dediğimiz narkoleptik hastalıkların içerisinde yer alan bir tablodur. Bunun içimize cin girmiş veya dini vecibelerimizin yapılmaması sonrasında ortaya çıkan bir cezalandırıcı tutumu olmadığını bilmenizi isterim” diye konuştu.

Exit mobile version