Çorakyerler fosil yatağı, uluslararası alanda dikkat çekiyor

20240729_3_64919446_103402574_thumb

Çankırı’da en eskisi 9 milyon yıl öncesine tarihlendirilen fosillerin bulunduğu Çorakyerler Omurgalı Fosil Lokalitesi’ndeki buluntular, bilim dünyasında dikkatleri üzerine çekiyor.
Temmuz ayının ilk haftasında Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Antropoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ayla Sevim Erol başkanlığında Çankırı’ya gelen 15 kişilik ekip, depo çalışmalarının ardından arazi çalışmalarına geçti.
Bölgede 27 yıldır süren kazı çalışmalarında bugüne kadar atların ataları, fil türleri, zürafalar, kılıç dişli kedigiller, su samurları, oklu kirpiler, ayılar, domuzgiller gibi 43 farklı türe ait 4 bin 200 civarında numaralı fosil (bütüne yakın) bulunurken, bir o kadar da numarasız fosil bulundu.
Sıcak havaya rağmen yürütülen çalışmaların bu sezon eylül ayının ortalarına kadar sürmesi bekleniyor.
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Antropoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ayla Sevim Erol, AA muhabirine, en eskisi 9 milyon yıla kadar tarihlendirilen fosil yatağı üzerinde bulunduklarını ve alandan bugüne kadar binlerce fosil elde edildiğini söyledi.
– “Dünyada en iyi tanınan fosil yataklarından bir tanesi”
Bölgede çalışmaların müze başkanlığında 1997 yılında başladığını ancak önemli buluntular elde edilmesinin ardından 2001 yılında Cumhurbaşkanlığı kazısına dönüştürüldüğünü anlatan Sevim Erol, “Aslında Çorakyerler dünyada marka oldu. Dünyada en iyi tanınan fosil yatakları arasından bir tanesidir. Çünkü geçen yıl insanlığın kaynağını oluşturan, insanlığın kökenini oluşturan bir çalışmanın Nature dergisinde yayınlanmasıyla birlikte bölgeye artık uluslararası bilim insanlarının dikkatini çekmeye başladık.” dedi.
Bu yıl Çin’den ve Slovakya’dan bilim insanlarının Çorakyerler’e gelmek için başvurular yaptığını dile getiren Erol, bölgeye Yunanistan ve Kanada’dan da bilim insanlarının gelmelerinin beklendiğini kaydetti.
– İlerleyen dönemlerde yeni türlerle karşılaşılabilir
Yapılan çalışmaların uluslararası ve disiplinlerarası çalışmalar olduğuna dikkati çeken Sevim Erol, şunları kaydetti:

“Uluslararası yapmadığınız zaman önemi de olmuyor. Çünkü tarihlendirme özel, onun dışında paleontologlar ve birçok yabancı bilim insanları bu alanlarda çalışmalar yapıyor ve bizim de onlarla birlikte karşılaştırma yapabilmemiz için onların bilgilerine ihtiyacımız var ve ortak çalışmalar yapmak durumdayız. Çankırı’ya, Çorakyerler’e özgü 4 yeni fosil tanımlamasını yaptık ve yayınladık. O nedenle yabancı bilim insanlarının da özellikle Balkanlar’da, Yunanistan, Bulgaristan, Makedonya gibi bölgelerde çıkan paleontolojik bulgular bizimle birbirine çok benzerlik gösterdiği için o bölge bilim insanları özellikle ortak karşılaştırma çalışmaları yapmak için başvuruda bulunuyor. Biz de istiyoruz çünkü daha iyi bilgiler, daha iyi sonuçlara, daha güvenilir sonuçlara ulaşabilmek için onların da bilgilerine ihtiyacımız olduğu için önümüzdeki dönemlerde belki çok daha yeni türlerle de karşılaşabiliriz.”
– “Bir fosil müzesi kurabilecek sayıda fosil elde ettik bu alanda”
Bu sezon 3 tane numaralı fosil bulduklarını dile getiren Sevim Erol, sözlerini şöyle tamamladı:
“Tabii geçen yıllardan itibaren 4 bin 200 civarında numaralandırılmış fosil diyoruz. Çünkü numaralandırılmış fosiller bütüne yakın fosillerdir. Tabii ki bir o kadar da etraflarında çıkan, tanımlanması gereken 4-5 bin civarında da numarasız fosillerimiz var. Bunların içerisinde, gergedanların ataları, bugün yaşayan atların ataları, fillerin iki türü, zürafalar, kılıç dişli kedigiller, etçiller içerisinde en az 6 tür, onun dışında suda yaşayan su samurları, oklu kirpiler, ayılar, domuzgiller dediğimiz 43 farklı türe ait 4 bin 200 civarında fosilimiz var. Tabii bir fosil müzesi kurabilecek sayıda fosil elde ettik bu alanda. Bu alanın korunması gerektiği düşüncesindeyim. Bu sene yol çalışması tamamlandığı için güvenceye alınmış görünüyor ama yol çalışması sırasında da ufak tefek kayıplarımız oldu. Çünkü doğa bize 9 milyon yıllık süreç içerisinde bir miras bıraktı, bizim halk olarak, bilim insanları olarak, öğrenciler olarak toptan bu mirasa sahip çıkmak zorunda olduğumuzu hissediyorum.”

Exit mobile version